– “Sembol lider olacağım. Gerektiğinde sokağa çıkıp kavga edeceğim”
Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda beş yılın sonunda yeniden aday olmayacağını kaydeden Hasgüler, “Ben beş yılda yapacağımı yapacağım. Halkımızın içinde bulunduğu bu ahlaki çöküş, Kıbrıs sorunu, ekonomik sorunlar, gençlerin ülkesine dönmesiyle ilgili sembol lider olacağım. Gerektiğinde sokağa çıkıp kavga edeceğim. Ülkeme bir şeyler bırakmak istiyorum” dedi.
Seçim kampanyasını sosyal medyadan yürüttüğünü dile getiren Hasgüler, ayrıca halkla buluşmalar düzenlediklerini, bazı sivil toplum örgütlerini ziyaret ettiğini, gönüllülerin de sahada olduğunu belirtti.
– “Müsteşarı, özel kalem müdürünü, özel temsilciyi, sözcüyü kadınlardan seçeceğim”
Cumhurbaşkanı seçilirse ilk icraatının eski saraya gitmek, makam araçlarını satılmak üzere Maliyeye devretmek olacağını ifade eden Hasgüler, “Ben pozitif ayrımcılık yapmak isteyen birisiyim. Müsteşarı, özel kalem müdürünü, özel temsilciyi, sözcüyü kadınlardan seçeceğim. Çünkü kadınlar empati sahibidir” diye konuştu.
Doğrudan demokrasinin çalışması gerektiğini kaydeden Hasgüler, empatinin, demokrasinin en önemli ilkesi olduğunu vurgulayarak, “Empati yoksa demokrasi de yoktur” dedi. Halkına sadakat duymayan bir liderin halkına hizmet edemeyeceğini dile getiren Hasgüler, bu anlayışı yerleştirmek istediğini ifade etti.
– Kıbrıs sorunu
Kıbrıs sorununda iki toplumlu, iki bölgeli federasyonu savunan, “iki devletlilik” siyasetine karşı olduğunu ifade eden Hasgüler, şöyle konuştu:
“Kıbrıslı Türkler için Londra-Zürih Anlaşmaları ‘Lozan’ manası taşıyor. Bizim kurtuluşumuzun tapu senedi Londra-Zürih Anlaşmalarıdır. Mustafa Akıncı’nın getirdiği noktayı, bu hukuki müktesebatla örtüştürüp, gerçekçi yaşayabilir bir federasyonu sağlayamazsak istikbalimiz çok büyük tehlikededir.”
Hasgüler, “Bir federasyonun bize sağlayacağı en önemli şey nedir? İki toplumun bir araya gelmesinde yararlanacakları konuların maksimize edilmesidir. Federasyonda eşit bir taraf olacağımız yeni devlette, Kıbrıslı Türklerin ekonomisinin iyi olması federal devletin önemli projeleri doğru bir şekilde yapmasına neden olacak” dedi.
İsrail’in, Kıbrıs’la ilgili emeli olduğuna da işaret eden Hasgüler, İsrail’i belli mesafede tutacak yegâne şeyin Londra ve Zürih Anlaşmaları üzerinden Kıbrıs’ta bir ortaklık devletini kurdurmak olduğunu kaydetti. Cumhurbaşkanı seçilirse ilk yurt dışı ziyaretini Azerbaycan’ın başkenti Bakü’ye yapacağını dile getiren Hasgüler, “Bakü ile İsrail’i dengelemek istiyorum” dedi.
Sadece iki toplumlu değil güneydeki bütün sivil toplum örgütleriyle beraber çalışmak istediğini dile getiren Hasgüler, “İnisiyatifi Kıbrıslılar olarak elimize almamız gerekiyor. 59-60 anlaşmalarını karşılıklı olarak savunmazsak bizi haritadan silerler” diyerek, İsrail tehdidinin büyük olduğunu söyledi.
Mülkiyet konusunda da değerlendirmelerde bulunan Hasgüler, “Siz Taşınmaz Mal Komisyonu’nu çalıştırmazsanız, politik veya finansal olarak desteklemezseniz, önüne baraj oluşturursanız bu işin sonu nereye varacak biliyor musunuz? Taşınmaz Mal Komisyonu’nun iç hukuk yolu olmaktan çıkarılmasına varacak. Cehennem o zaman başlayacak” uyarısı yaptı.
– “Maraş’ı eski sahiplerine iade edeceğim”
Cumhurbaşkanı seçilmesi durumunda hızlıca Maraş’ı açacağını belirten Hasgüler, “Hristodulidis ile görüşeceğim, Maraş’ın açılması konusunda üstümüze düşen bütün görevleri yerine getireceğim. Maraş’ı eski sahiplerine iade edeceğim. Bu, mülkiyet krizinde içinde bulunduğumuz vahim durumu açtıracak bir tampon çözüm. Ardından mülkiyeti adil çözecek bir perspektif yakalayacağım. Çünkü mülkiyeti adil çözmezseniz, barış da adil olmaz” dedi.
-“Benim seçildiğim günün ertesi günü siyasetin de, devletin de farklı bir noktaya taşınacağını vadediyorum”
“Risk almazsanız, liderlik yapamazsınız, toplumunuzu ileriye götüremezsiniz” görüşünü savunan Mehmet Hasgüler, şunları belirtti:
“Atatürk de risk aldı ve ülkesini kurdu. Ben risk alan, halka dayanan ve sonuna kadar halka bağlılığını yürütecek olan bir cumhurbaşkanı olacağım. Ben kendime güveniyorum. Benim seçildiğim günün ertesi günü siyasetin de, devletin de farklı bir noktaya taşınacağını vadediyorum. Daha mutlu, emeğinin karşılığını alan, gençlerinin, kadınlarının istikbal korkusu olmadığı bir ülke istiyoruz. Bu vicdan ihtilalini birlikte yapacağız.”