Guterres, New York’taki BM binasında Orta Doğu’daki gelişmeler hakkında basına açıklama yaptı.
7 Ekim’in ardından Gazze’de durumun her gün kötüleştiğine dikkati çeken Guterres, insani ateşkes, esirlerin acilen ve koşulsuz serbest bırakılması ve insani yardımın artırılması için çok kez çağrıda bulunduğunu anımsatarak, henüz bunun gerçekleşmediğini ancak müzakerelerin tekrar başlatıldığını kaydetti.
Guterres, “Gazze’deki halk, esirler ve İsrail’deki aileleri, bölge ve dünya için İsrail ve Hamas liderlerini anlaşma sağlamaları için güçlü bir şekilde teşvik ediyorum. Eğer anlaşma sağlanmazsa, Gazze ve bölgedeki durum çok daha hızlı bir şekilde kötüleşir.” uyarısında bulundu.
Refah’a saldırıya karşı güçlü ikaz
Refah’a yönelik hava saldırılarının arttığına işaret eden Guterres, “Refah’a yönelik bir askeri saldırı dayanılmaz bir şekilde gerginliği arttırır, binlerce sivilin ölümüne yol açar ve yüz binlerce kişiyi yerinden eder. Bunun, Gazze’deki Filistinliler, işgal altındaki Batı Şeria ve bölge için korkunç sonuçları olur.” dedi.
Hem BM Güvenlik Konseyi üyeleri, hem de diğer ülkelerin “Refah operasyonuna” açık bir şekilde karşı çıktığının altını çizen Guterres, “İsrail üzerinde nüfuzu olan ülkelerin var gücüyle Refah’a operasyonu engellemeleri için çağrıda bulunuyorum.” vurgusunu yaptı.
Gazze’nin kuzeyinde çocuklar ve engelli kişilerin açlık ve hastalıktan öldüğünü ifade eden Guterres, “İnsan eliyle oluşturulan ve engellenebilen kıtlığın önüne geçmek için her şeyi yapmalıyız.” dedi.
Korkunç bir trajediyi engellemek için her türlü baskıyı uygulamanın önemli olduğuna işaret eden Guterres, Gazze’ye yardım önündeki en büyük engelin insani yardım çalışanlarının güvende olmaması olduğunu, insani yardım konvoyları, tesisleri, personeli ve ihtiyaç sahiplerinin hedef olmaması gerektiğini kaydetti.
Hava ve denizden yardımı da memnuniyetle karşıladıklarını ancak bunların kara yoluna alternatif teşkil etmediğini ifade eden Guterres, İsrailli yetkililerin güvenli, hızlı ve engelsiz yardıma izin vermeleri çağrısını yineledi.
Toplu mezarlara uluslararası soruşturma çağrısı
Gazze’de sağlık sisteminin yok edildiğini ve “bazı hastanelerin mezarlığa dönüştüğünü” vurgulayan Guterres, Gazze’nin farklı yerlerinde bulunan toplu mezarlara ilişkin haberleri derin endişeyle takip ettiğini, sadece Nasir Hastanesi’nde 390 cesedin çıkarıldığına dikkati çekti.
Toplu mezarlara ilişkin farklı iddiaların bulunduğunu, bazı kişilerin yasa dışı yollarla öldürülerek gömüldüklerinin iddia edildiğini anımsatan Guterres, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Adli tıp uzmanlığı bulunan, bağımsız, uluslararası soruşturmacılara bu alanlara acilen giriş izni verilmesi şart. Yüzlerce Filistinlinin hangi koşullar altında hayatlarını kaybettikleri ve gömüldüklerinin bilinmesi gerekiyor. Yakınlarını kaybeden ailelerin buna hakkı var. Dünyanın uluslararası hukuk ihlallerinin cezalandırıldığını görmeye hakkı var.”
UNRWA’ya destek çağrısı
BM Yakın Doğu’daki Filistinli Mültecilere Yardım ve Bayındırlık Ajansı’nın (UNRWA) tarafsızlığına ilişkin Bağımsız İnceleme Grubu’nun raporunun ardından tavsiyeleri uygulamak için eylem planı oluşturulduğunu dile getiren Guterres, UNRWA’ya fonlarını askıya alan birçok ülkenin tekrar fon sağlamaya başladığını bildirdi.
Guterres, bazı üye ülkelerin ise ilk kez UNRWA’ya destek olmaya başladığını belirterek, özel donörlerin de cömertliğine karşın hala fon açığı olduğu bilgisini paylaştı.
“UNRWA’nın operasyonlarını sürdürebilmesi için tüm üye ülkelere, geleneksel ve yeni donörlere cömertçe katkı sağlama çağrısında bulunuyorum.” diyen Guterres, UNRWA’nın varlığının bölge için umut ve istikrar kaynağı olduğunu bildirdi.
İki devletli çözüme vurgu
Antonio Guterres, “Şimdi iki devletli çözüm için umut ve katkılarımızı sunma zamanı.” diyerek, bunun sürdürülebilir barış ve güvenlik için tek yol olduğunu ifade etti.
BM Genel Sekreteri, BM’nin işgalin sonlandığı, Gazze’nin de parçası olduğu tamamen bağımsız, demokratik ve egemen Filistin devletinin kurulduğu barış sürecini desteklediğini sözlerine ekledi.
Üniversitelere çağrı
ABD’deki üniversitelerde, Filistin’e destek protestolarındaki polis baskınlarına ilişkin bir soruya Guterres, “İfade özgürlüğü ve barışçıl gösteri hakkını güvence altına almak şart.” açıklamasında bulundu.
Guterres, diğer taraftan da nefret söyleminin kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Kendisinin devlet deneyimi olduğunu da anımsatan Guterres, “Üniversiteler akıllıca hareket ederek durumla baş etmeli.” vurgusunu yaptı.