Yazılı açıklama yapan Özersay, toplum sağlığını doğrudan ilgilendiren bir krizi yönetirken, kamuoyunun desteğini alan, güven duyulan bir bakanın “inandırıcılıktan uzak sebeplerle görevden alınmasının sorumsuzca atılmış bir adım olduğu” değerlendirmesinde bulundu.
Özersay, eğer söz konusu toplum sağlığıysa devamlılığın önemine dikkat çekerek, şu ifadeleri kullandı:
“Hükümetin iki aylık ömrü içinde kabine içinde güven duyulan tek bakan Sağlık Bakanı’ydı. Sayın Bakan’ın eksiği ve yanlışı vardı ama kendisine bir kamuoyu desteği ve güveni de vardı. Hükümet attığı bu adımla kendisine duyulan güven kırıntılarını kendi eliyle silip süpürüp atmış oldu. Toplum salgını için ciddi bir tehdit oluşturan bu krizi yönetirken en önemli şey kamuoyunun desteğini almaktır. Bunun için de kamuoyuna düzenli, anlaşılır, açık bilgi vermek gerekir. Bunların hiçbiri yapılmadığı için de sadece Sağlık Bakanı’na güven duyuluyordu. Bu anlamda baktığımızda görevden alma meselesi sorumluluk sahibi bir yönetici davranışı değildir.”
“GÖREVDEN ALMANIN İKNA EDİCİ BİR GEREKÇESİ YOKTUR”
Başbakan’ın görevden almaya gerekçe olarak Sağlık Bakanı’nın yorulmasını gösterdiğini hatırlatan Özersay, şöyle devam etti:
“Bizim hükümette olduğumuz dönemde Sayın Ali Pilli kalp spazmı geçirdi. O dönemde alınmamışken şimdi bu iddiayla kendilerini haklı çıkarma çabaları inandırıcı olmaktan çok uzaktır. Sayın Bakan yorulduğu için görevden alındıysa bunca aydır gece-gündüz çalışan sağlıkçılarımız, hemşirelerimiz, doktorlarımız var. Herkes görevi mi bıraksın? Bu hamle zamanlamasıyla da şekliyle de salgınla mücadeleye zarar verecektir. Bizim meselemiz kimin bakan olduğu meselesi değildir. Toplum sağlığı söz konusuysa, salgına karşı mücadele devam ediyorsa, bir krizi yönetiyorsanız karar alırken hassasiyet göstermek zorundasınız”
“Bu kararın başka pazarlıklar ve nedenler sonucunda alındığını bilmek ve görmek için alim olmaya gerek yoktur” diyen Özersay, Halkın Partisi olarak tek endişelerinin toplum sağlığına dair olduğunu belirtti.
Özersay şu sözlerle devam etti:
“Bu krizi iyi yönetemedikleri, kamuoyunda güven oluşturamadıkları, esas gündemleri salgınla mücadele değil başka sebepler olduğu sürece zarar görecek olan toplum ve toplum sağlığıdır. Bizi Halkın Partisi olarak endişelendiren budur. Haftalardır bakanın görevden alınacağı yönünde oluşturdukları havayla, Sağlık Bakanı’nın otoritesini ciddi anlamda sarsmışlardır. Bir bakana yapılabilecek en büyük kötülük de budur. Atılan bu adım toplum menfaati için atılmamıştır, siyasi pazarlıklar için atılmıştır. Bu saatten sonra Allah acısın bize diyorum.”
“BU HAMLE PANDEMİ MÜCADELESİNİ DE RİSKE ATMIŞ OLDU”
Kriz yönetiminde devamlılığın önemine vurgu yapan Kudret Özersay, mücadelenin sekteye uğramaması için sorumlu davranmak gerektiğini belirtti.
Mücadeleyi bakanın kendisi tek başına yürütmüyor olsa da ortada bir ekip olduğunu aktaran Özersay, “Temaslı takip ekibinden Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu’na varıncaya kadar birçok ekip var. Ekipte değişiklik yapılmayacağını söyleseler bile en azından biliyoruz ki Sağlık Bakanlığı Müsteşarı değişecek. Bu da Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu Başkanı’nın değişmesi anlamına gelir. Bu yaratılan durum çalışanlar arasında da bir rahatsızlığa neden olacaktır. Hükümet bu hamlesiyle mücadeleyi de riske atmış oldu” diye konuştu.
“KARARLARI GEÇ ALAN SAĞLIK BAKANLIĞI MIYDI YOKSA ÖNERİLERİ DİKKATE ALMAYAN BAKANLAR KURULU MU?”
Pandeminin geldiği noktayı da değerlendiren HP Genel Başkanı, “Krizin bu noktaya gelmesinin sebeplerine baktığımız zaman en önemli neden kararların geç alınmasıdır. Kararları geç alan Sağlık Bakanlığı mıydı yoksa bakanlığın önermesine rağmen bu kararları geciktiren kabine ve Başbakan’ın kendisi mi? Sormamız gereken soru bu ve yanıtı da belli. Daha katı kararlar alınmasını çok önceden öneren Sağlık Bakanlığı ama bu kararları gevşeten, içine unsurlar ekleyen, bir kısmını kabul etmeyen Bakanlar Kurulu ve Başbakan’dır. Bu krizin yönetilememesiyle ilgili bir fatura kesme düşünceleri varsa keseceğiniz kişi Sağlık Bakanı mıydı?” dedi.
Özersay, şartların normal olduğu zamanda Başbakan’ın kabine değişikliğine gitmesinin anlaşılır olduğunu ancak şu anda olağanüstü bir dönemden geçildiğini ve hükümet kurulalı henüz daha iki ay olduğunu hatırlattı.
HP Genel Başkanı Özersay, “Hükümet kurulduğu andan itibaren bir güven krizi yaşıyor. Toplum açısından da güven duyulmayan bir hükümet olarak başladığını biliyoruz. Biz en baştan itibaren eğreti ve yamalı bohça bir hükümet olduğunu söylüyorduk. Adı üstünde azınlık hükümeti… Halkın Partisi’nden üç vekilin istifa ettirilmesi üzerine kurulabilmiş bir hükümettir” ifadelerini kullandı.
